Teknolojinin gelişmesi ile birlikte iletişim tarzımız da değişiyor. Tek taraflı iletişim, yerini çift taraflı iletişime (etkileşim) bırakıyor. Bu evrimi tetikleyen en önemli faktör olan sosyal medya ise mobil cihazların da yaygınlaşmasıyla hayatımızın her anında varlığını artırarak sürdüyor. Sosyal medya ile tatmin edilen sürekli etkileşim halinde olma, bireyin kendisini çevresindekilere gösterme ve takdir edilme isteği birtakım negatif etkileri de beraberinde getiriyor. Sosyal medya bağımlılığı ve buna bağlı psikolojik ve fiziksel sonuçlar, günümüzde en sık görülen problemler olarak karşımıza çıkıyor.
My Life’ın yaptığı bir araştırma, sosyal medya bağımlılığının giderek arttığını gözler önüne seriyor. Zira araştırmaya göre, kullanıcıların %56’sı üye olduğu sosyal ağlardan uzak kaldığında son haberleri, olayları, etkinlikleri ve önemli durum güncellemelerini kaçırma korkusu yaşadığını belirtiyor. Aynı ankete katılan 18 yaş üstü 2.084 sosyal medya kullanıcısının %51’i sosyal ağları iki sene öncesine göre daha sık ziyaret ettiğini, %27’si ise sabah uyanır uyanmaz ilk yaptıkları işin sosyal medya hesaplarını kontrol etmek olduğunu belirtiyor.
Her Aktif Kullanıcı Sosyal Medya Bağımlısı Değil
Uzmanlara göre bir kişinin, her gittiği yerde tweet atıyor ya da her gördüğünün fotoğrafını çekerek Facebook’a, Instagram’a yüklüyor olması onun bir bağımlı olduğunu göstermiyor. Bu tip davranışlar, sanal çağın hayatımıza kattığı yeni alışkanlıklar olarak değerlendiriliyor.
Sosyal medya kullanımının bağımlılık derecesinde değerlendirilmesi için kişinin hayatına ruhsal ve fiziksel olarak zarar vermeye başlamış olması gerekiyor. Kişi sosyal medya kullanımı yüzünden yüz yüze iletişim kuramaz hale geldiyse ya da sosyal medya iletişimini yüz yüze iletişime tercih ediyorsa, zamanının büyük bir bölümünü sosyal ağlarda geçiriyorsa, iş performansı düşüyor, ekonomik kayıplar yaşıyor, aile ilişkileri bozuluyor, bedensel sağlığı etkileniyorsa ve tüm bunlara rağmen sosyal medyada geçirdiği zamanı kontrol edemiyorsa, o zaman bir bağımlılıktan söz edilebiliyor. Bunun sonucunda dikkat bozukluğu, depresyon, narsist kişilik bozukluğu ve şizofreni gibi psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyor.
Sosyal medya bağımlılığının birçok psikolojik sebebi olmakla birlikte, Harvard Üniversitesinin 2012 yılında yaptığı araştırma, fiziksel sebeplerinin de olduğunu ortaya koyuyor. Araştırma kapsamında katılımcılara MR ile yapılan taramalarda, insanların kendilerinden bahsederken dopamin salgılama oranlarının arttığı, başkalarını dinlerken vücutta bu anlamda bir uyarılma olmadığı gözleniyor. Aynı araştırmaya göre, günlük hayatımızda eşimizle, arkadaşlarımızla yaptığımız fiziksel konuşmalarda kendimizden bahsetme oranımız %30-40 iken, bu oran sosyal medyada %80’e çıkıyor. Bu verilere dayanarak, kişilerin kendilerini sosyal medyada mutlu hissettiklerini -ya da hissetmeye çalıştıklarını- ve peşinden koştukları bu mutluluğun daha sonra bağımlılığa dönüştüğünü söylemek çok da zor değil.
Gerçek ve Sanal Dünya Arasındaki Sınır Korunmalı
Sosyal medya bağımlısı olmamak için gerçek dünya ile sanal dünyayı birbirine karıştırmamak gerekiyor. Sanal ortamdaki duygu ve hazlar gerçek hayattakilerin yerini almaya başladığında problemler ortaya çıkıyor. Yani, yaşadığınız bir anda Facebook’a koyduğunuz fotoğrafınızın, o andan daha değerli hale gelmemesi gerekiyor.
Sosyal medya bağımlılığı, sigara ya da alkol bağımlılığı gibi ciddiye alınmalıdır. Kişi, bu bağımlılığı yenmek için öncelikle durumunu kabullenmelidir. Sosyal medyanın hayatına kattıkları ve hayatından götürdüklerini iyice değerlendirerek kendine verdiği zararların farkına varmalıdır. Daha sonra kendine “sosyal medyada günde 1 saatten fazla zaman geçirmemek” gibi kurallar koyarak sosyal medya kullanımını azaltmalıdır.
Sosyal medya bağımlılığının, alkol ve sigara bağımlılığına göre zorlukları da var. Bu tip madde bağımlılıklarından kurtulmak istendiğinde uzak durmak mümkün fakat konu internet olduğunda hayatımızdan tamamen çıkarmak günümüz şartlarında neredeyse imkansız. Bu nedenle eğer sosyal medya kullanımı kişinin ilişkilerini, günlük yaşamını ve iş hayatını etkilemeye başladıysa ve tek başına bu sorunların üstesinden gelemiyorsa, profesyonel bir destek alması tavsiye edilmektedir.
Pitstop Çalışanları Sosyal Medyayı Nasıl Kullanıyor?
Ajansımızda yaptığımız mini anket ile Pitstop çalışanlarının sosyal medya alışkanlıklarını araştırdık ve çarpıcı verilere ulaştık. Anket sonuçlarına göre Pitstop’ta hiç kimsenin Vine ve Tumblr kullanmadığı ortaya çıkarken, “Benim çevremde sosyal medya bağımlısı yok” diyen kimseyi de bulamadık.
Anket sonuçlarının tamamına aşağıdaki infografikten ulaşabilirsiniz.
Kaynaklar:
- Social Media Survey Says: We’re Overwhelmed!
mylife.com/blog/social-media-survey-says-were-overwhelmed/ - Sosyal medya bağımlılığı uyuşturucu kadar zararlı!
posta.com.tr/PostaKarnaval/HaberDetay/Sosyal-medya-bagimliligi-uyusturucu-kadar-zararli-.htm?ArticleID=145402 - Selfie Syndrome – How Social Media is Making Us Narcissistic
bestcomputerscienceschools.net/selfies/ - Disclosing information about the self is intrinsically rewarding
wjh.harvard.edu/~dtamir/Tamir-PNAS-2012.pdf