Uzaktan çalışma döneminde iş planı kutucuklarının yanında yazan bir isim olarak hayatımıza giren Tuğhan’ı uzun süre tanıma şansım olmadı. Aradan geçen aylarda kendisinin bir chat robotu olabileceğini bile düşünmüştüm. Neyse ki sonunda bu yazıyı kaleme alabilmek için bir Teams buluşması ayarladık. Görüşme zamanı geldiğinde ekranda metin tabanlı bir dijital sağlık danışmanı bulmayı beklerken, tüm pozitif enerjisiyle gülümseyen Tuğhan karşımdaydı.
Hepimizin yaşamla bağlarımızı güçlendiren ve bu doğrultuda karakterimizi de şekillendiren farklı tutkuları vardır. Tuğhan için bu, bilime duyduğu merak olmuş. “Çok küçük yaşlarda bile, zamanımın çoğunu çevremdeki canlı veya cansız ilginç nesneleri incelemekle ve anlamaya çalışmakla geçirirdim. Anlayamadığım şeyleri ise ya birilerine sorar ya da kendim araştırıp öğrenmeye çalışırdım.” diyor. İşte o günlerde küçücük bir çocuğun içinde kıvılcımlanan bu merak duygusu, bugün bile tüm canlılığıyla Tuğhan’ın yaşam yolculuğuna eşlik ediyor.
Durum böyleyken, konu eğitime geldiğinde bilim alanının dışında bir kariyer hedefi şaşırtıcı olurdu. Üniversitede Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünü tamamlayan Tuğhan, ardından tıpta uzmanlık sınavı ile üst ihtisas yapmayı hedefliyor. Askerlik sonrası sınava hazırlandığı dönemde, reklamcı olan ablasının eşinin tavsiyesiyle freelance olarak medikal danışmanlık yapmaya başlıyor. Geçici olarak başlayan bu süreç, farklı medikal ajanslarda kazanılan değerli tecrübelerle Tuğhan’ın uzun yıllardır severek sürdürdüğü mesleği haline geliyor.
Peki bu Tuğhan’nın bilime ve bilmediklerine olan merakını biraz olsun törpülemiş midir dersiniz? Kesinlikle hayır! Bu konuda da şöyle diyor: “Bilimden asla kopmadım. Halen, tıpkı çocukluğumda olduğum gibi birçok farklı şeyi inceleyip anlamaya çalışıyorum. Artık araştırma süreçlerinde medikal danışmanlığın bana kattığı yetenekleri de kullanıyorum.”
Kısacası Tuğhan merak ettikçe araştırıyor, araştırdıkça öğreniyor.
Düşündükçe yazıyor, yazdıkça anlıyor…