İtiraf etmeliyim ki, bu yazıya başlamadan önce birkaç farklı başlık yazıp sildim. Konuya girmeden önce bir tanesinden bahsetmeliyim aslında. Başlık şuydu: Yapay zekadan reklamcı olur mu? “Olur” cevabı aklımda o kadar hızlı ve bariz bir şekilde belirdi ki, bu konuyu masaya yatırmanın gereksiz olacağına karar verdim.

Peki. Madem yapay zekanın yapamayacağı neredeyse (neredeyse mi?) hiçbir şey yok, o zaman bir reklamcı olarak yapay zeka ile çalışmak nasıl olurdu konusunda kafa yoralım. Şimdi; yapay zekanın hali hazırda medya planlama alanında ve özellikle dijital reklamcılıkta kullanıldığını biliyoruz. İlgi alanlarımızı, yaşadığımız yeri, işimizi, arkadaşlarımızı eğlenmek için yaptıklarımızı… kısacası hakkımızda neredeyse (bir kere daha: neredeyse mi?) her şeyi biliyor, ilgili kişilere ilgili reklamları gösterip, “beni ilgilendirmez” demelerine engel oluyor. Analizler yapıyor, algoritmalar oluşturuyor, bu algoritmalardan öğreniyor, satın alma kararlarını öğreniyor, tüketici davranışlarını takip ediyor. Bilgiye, insanların ulaşamayacağı kadar doğru bir şekilde ulaşıyor. Buraya kadar tamam. Gelelim insana özgü belki de daha doğrusu “insana özgü olduğunu düşündüğümüz” davranış ve düşüncelere. İnsandan başka hiçbir şeyin yapamayacağına trajik bir şekilde emin olduğumuz empati yeteneği, duygusal tepkiler ve en önemlisi yaratıcılık bizim konumuz. İş reklamda yaratıcı fikir bulmaya geldiğinde, tümüyle yapay zekanın ortaya koyduğu bir reklam kampanyasından söz edemiyoruz henüz. Ancak, yazının başlığına benzer bir durum Japonya’da yaşanmış. Yapay zeka bir kreatif direktör, insan meslektaşıyla karşı karşıya gelmiş ve fikir savaşı başlamış! Biri yapay zekaya diğeri insana ait iki kampanya, diğer insanların oylamasına sunulmuş. Kazanan insan olmuş. Ama sevinmek için biraz erken. Çünkü insan, oyların sadece %54’ünü alabilmiş… Ne diyelim, “Japon yapmış” diyor ve şimdilik geçiyoruz bu konuyu.

Böylece ekip arkadaşımız olarak yapay zekayı ele aldığımız brainstorming’e geliyoruz. Yapay zeka olan bir kreatif direktör, yazılan bir slogana onay vermediğinde herhalde “içime sinmedi” demeyecek!? Onaylamama sebeplerini kanıtlarıyla birlikte açıklayacak. Tabii bu sahne, yapay zekanın yaratma sürecine dahil olmadığı kontrol mekanizmasında yer aldığı bir dünyaya ait. Yaratıcı yapay zeka, muhtemelen internet arama motorlarına anahtar sözcüğü yazıp sonuçları görmemiz gibi, briefi işleyip olası en işe yarar sonuçlarla, üstelik saniyeler içinde geri dönecek. Eğer uygun görülen bir sonuç bulunmazsa, muhtemelen müşterinin briefi değiştirmesi gerekecek! (Galiba yapay zekanın egemenliği altındaki bir pazarlama dünyasında bile başarılı kampanyaların anahtarı doğru brief!)

Eh tabii yapay zekalı reklamcılar böyle hızlı ve üretken olunca, rekabette geri kalmamak için insan üzerinde modifikasyon yapmak gerekeceği de düşünülebilir. Ancak bu noktadan sonra pazarlamanın net çizgilerle belirlenmiş alanından çıkıp, bilim kurgunun bütün hayalleri mümkün kılan dünyasına adım atıyoruz.

Bu yüzden de yazı burada bitiyor ama, yapay zeka ile ilgili brainstorming devam edecek!

Olmazsa olmaz not: Kim bilir, yapay zekanın hüküm sürdüğü bir pazarlama dünyasında, tamamen organik beyinler de, organik gıdalar gibi yeniden trend olabilir. Ne dersiniz?

Etiketler: Dijital trendler, Yapay Zeka

Bunlar da ilginizi çekebilir