Dokunmatik ekranın atası sayılabilecek ve iletişim teknolojisinde devrim niteliğinde bir değişim yaratan Apple, çok değil, bundan 5 sene önce 2007 yılında ilk dokunmatik ekranlı telefonu iPhone’u piyasaya sürmüştü.
Bugün hala tahtını korumaya çalışan Apple artık piyasanın tek hakimi değil. Google’ın çıkardığı Android işletim sisteminden sonra Apple dışında birçok telefon üreticisinin Andorid’i tercih etmesiyle Android’li telefonlar piyasayı ele geçirmeye başlıyor.
Özellikle Android’in piyasaya yeni çıkan ICS (Ice Cream Sandwich) isimli 4.0 nesil yazılım güncellemesiyle, Apple’ın iPhone için çıkardığı IOS 5 ile güçlerini iyice dengeye getirdiği görülüyor.
Karşılaştırmalı olarak bakacak olursak..
Apple IOS 5
- Hala çok kullanıcı dostu bir arayüze sahip
- Siri ile sesli komutları algılayabiliyor
- Google Map navigasyonu özelliğine sahip
- Telifili müzik kullanımı var
- Temel fotoğraf makinası özelliklerine sahip
- App Store’da 500.000 uygulama bulunmakta
- Videolu görüşme için Apple’a özel Face Time uygulaması var
- Mesajlaşma ve dosya paylaşımı için kendi özel yazılımları mevcut
- Apple yazılımcıları tarafından geliştirilmiş
Android 4.0 ICS
- Değiştirilebilir kullanıcı arayüzü
- Google sesli komutlar
- Ayrıntılı navigasyon
- Goggle yazılımları entegrasyonu (Gmail, Google docs gibi)
- Gelişmiş fotoğraf araçları
- Yüz tanıma kilit sistemi
- Android Beam ile birbirine yakın 2 cihaz arası her türlü bilgi ve dosya alışverişi
Görüldüğü üzere her iki işletim sisteminde de çeşitli yenilikler getirilmiş. Ancak Android’in hakkını burada vermek lazımdır ki Apple’ın daha eskiden yaptığı işlevleri iyileştirmelerine karşın Android sürekli daha farklı ve gelişkin yeniliklerle karşımıza çıkıyor.
Android ve IOS arasındaki savaş daha uzun yıllar süreceğe benziyor. Kişisel fikrimi soracak olursanız yeniliklere açıksanız, hep yeni şeyleri araştırmak, bilmek ve ilk kullanan olmak gibi bir düşünceniz varsa Android kullanıcısı olmanızı tavsiye ederim. Açık kaynak kodlu yazılımlara imkan veren ve sayısızca bedava yazılıma sahip olan Android, her geçen gün çıkabilecek yeni ve değişik fikirler doğrultusunda sizin teknolojik açlığınızı her zaman besleyecektir.
Eğer yok ben telefonum da yeni şeyleri öğrenmekle uğraşamam diyorsanız o zaman da çok fazla yenilik getirmese de kullanıcı arayüzü standardını koruyan ve yazılımlarının geliştirilmesi konusunda çok disiplinli üretim kurallarına sahip Iphone’a bağlı kalmanızı tavsiye ederim.
Ben bir yazılımcı ve teknolojik oyuncak meraklısı olarak tabii ki Android tabanlı cep telefonlarını tercih etmekteyim bu sayede her türlü değişikliği ve yeniliği dilediğim şekilde gerçekleştirip daha çok kendi istediğim gibi bir telefon kullanabiliyorum..
Tabi bu kadar yazdıktan sonra aklıma hep babamın dediği “Oğlum, telefonla anneni arayabiliyorsam yeter gerisi önemli değil…” sözü geliyor. Karar sizin…